Blogg-TR

Az kişinin bildiği muhteşem bloglar 1- BloggTR

Gaste-TR

Az kişinin bildiği muhteşem bloglar. 2- Gaste-TR

İnternet Defteri

Az kişinin bildiği muhteşem bloglar. ​3- İnternet Defteri

Sağlık TV

Az kişinin bildiği muhteşem bloglar.​ 4- SağlıkTV

Örgü Sepeti

Az kişinin bildiği muhteşem bloglar.​​ 5- Örgü Sepeti

28 Eylül 2021 Salı

Çalsın Sazlar Oynasın Kızlar - Dansöz Sahneleri



Çalsın Sazlar Oynasın Kızlar - Dansöz Sahneleri Nostalji videoları Neriman Köksal Yeşilcam klasikleri...

3 Eylül 2021 Cuma

Kansere karşı faydalı besinler.

KANSERDEN KORUYAN BESİNLER

    KEKİK / KEKİK YAĞI

İçerdiği ‘timol’ ve ‘karvakrol’ gibi maddeler sayesinde kuvvetli mikrop öldürücü ve antioksidan etkiye sahiptir. Serbest oksijen radikallerinin sebep olduğu zararları engelleyerek, kansere karşı vücut direncini artırır.

Kekiği Çayda, suda, çorbada, yemekte kullanarak, kanser hücrelerini de etkisiz hale getirmenize katkı sağlar.



    LİKOPEN

Likopen sebze ve meyvelerde doğal olarak bulunan karoten ailesine ait bir pigmenttir. İnsan vücudu likopen üretemez. Likopenler oksidatif strese karşı koruyucu etkisinden dolayı kanser riskini azaltır.

Likopen karpuz, çilek, nar, kayısı ve kırmızı greyfurt, pancar ve kırmızı lahanada bulunur. Aslında  likopenin %85’i domates ve domates ürünlerinde bulunmaktadır.

Domates suyu, çorbası, salçası, ketçap ve sos gibi işlenmiş domates ürünleri iyi birer likopen kaynağıdır.Bol bol domates tüketilmesi kansere yakalanma riskini azaltabilir.

    SOĞAN VE SARIMSAK

Soğan ve sarımsak doğal şifa kaynağıdır.Soğan ve sarımsakta bulunan allilik sülfitler immun sistemi güçlendirerek, karsinojenlerin atımını artırır. Tümör hücre çoğalmasını engelleyerek kansere karşı koruyucu etki göstermektedirler.

Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alan soğan ve sarımsağı damak zevkimize uyan şekili ile pekçok yerde kullanabiliriz.

    SİYAH/KIRMIZI ÜZÜM

Üzüm ve şarabın içeriğinde bulunan resveratrol; antimikrobiyal, antitümör ve antioksidan etkidedir. Bu bileşik, kanserin pek çok aşamasında durdurucu ve engelleyici özelliğe sahiptir.Bunların yanı sıra, son yıllarda yapılan çalışmalarda, resveratrolün Alzheimer hastalığı üzerinde de iyileştirici etkisinin olduğu belirlenmiştir.

Çayın yanında tüketebileceğiniz gibi son dönemde pek çok salatada da  kullanılan kırmızı üzüm; aşurenin temel maddesi olmasının yanı sıra Anadolu’nun bazı yörelerinde pilav içinde de kullanılmaktadır.

    ZERDEÇAL (Kurkumin)

Kurkumin, zerdeçal bitkisinin köklerinden elde edilen, sarı-turuncu renkli bir maddedir. Özellikle Asya ülkelerinde yemeklerde sıklıkla kullanılan köri baharatının da ana maddesidir. Binlerce yıldır geleneksel Hint ve Çin tıbbında önemli yere sahip olan kurkumin, antiinflamatuar ve antikanser özelliğe sahiptir.

Zerdeçal; çorbalara, pilavlara, etlere ve çeşitli sebzelere tat ve güzel sarı rengini vermek için tercih edilir.

    KIRMIZI REİSHİ MANTARI

Ölümsüzlük mantarı olarak bilinen reishi mantarı bağışıklık sistemini güçlendirerek, kanseri önleyici ve tedavisine yardımcı etki sağlar.

Nektar olarak kullanılması hastaları zorlayıcı olduğundan ekstrat olarak üretilmiştir. Kullanımı daha kolay ve rahatdır. Ayrıca yeşil çay ve/veya karabiber ile birlikte kullanımı sinerjik etki yaratmaktadır.

    BROKOLİ

Brokolide bulunan 'indol' adlı bileşikler kanserin silahıdır.'İndoller' hassas hücrelerde tümör oluşumunu tetikleyen östrojeni etkisiz hale getirir. İçeriğindeki beta-karoten vücuttan zararlı maddelerin atılımını hızlandırır.

Hücre zarını hasarlara karşı koruyan güçlü bir antioksidan olan Beta karoten, yemek borusu, mide ve bağırsak kanseri riskini azaltır.

Çorbası, saltası, etli yemeğini vegarnitür olarak balık et ve tavuk yanında kullanabilirsiniz.
                                                                                    

KANSERDEN KORUYAN BESLENME ÖNERİLERİ

Günde en az beş porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir. Rafine şeker içeren (pasta, bisküvi vb.) karbonhidrat alımı kısıtlanmalıdır.

LİF VE KANSER:  Sebze, meyve, tam tahıllı ürünler ve kurubaklagillerde bir karbonhidrat türü olan posa (lif) bulunmaktadır. Posanın fazla alınması kabızlığı önleyerek barsakların düzenli olarak çalışmasını sağlamakta ve kolon-rektum kanserleri oluşumunu engelleyebilmektedir.

PROBİYOTİKLER VE KANSER: Deney hayvanlarında geliştirilen kanser modellerinde probiyotiklerin, kanser gelişimini önlediği ortaya konmuştur. Probiyotikler kolonik içerikteki prokarsinojenleri karsinojenlere çeviren enzimleri azaltmaktadır. Ayrıca Probiyotikler, immun sistemi de güçlendirerek kanser gelişimine mani olmaktadır.

Et ürünleri  işlenmiş, yüksek ısılarda pişmiş, kızarmış ve kömür de ızgara biçiminde tercih edilmemelidir.Bu  gibi hatalı pişirme yöntemlerinin yerine haşlama, fırında pişirme gibi sağlıklı yöntemler tercih edilmelidir.

Gıdalar taze ya da derin dondurulmuş olarak tercih edilmelidir.

Katkı maddesi yüksek, işlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır. Pankreas kanser riskinde salam, sosis, sucuk gibi işlem görmüş etlerin etkisinin yüksek olduğu bildirilmiştir.

Sağlıklı bir kiloya sahip olunmalıdır. Bitkisel kökenli ve makul miktarda beslenme kalori alımını sınırlayacaktır. Sahip olduğunuz kilonun sadece %5 ile %10’luk bir kilo kaybı dahi birçok hastalık riskini ve şiddetini azaltacaktır.

Alkol alınıyorsa miktarı sınırlanmalıdır. Alkolün düzenli olarak alınması orofarinks, larinks ve özofa gus kanseri riskini arttırmaktadır. Alkol alımı ile karaciğer, mide, pankreas ve kolon kanseri gelişimi arasında da muhtemel bir ilişki söz konusudur.Fazla kullanımı sağlığa her yönden zarar verici etkilere sebep olur.

Buna rağmen Alkolün kalp hastalığına olumlu etkisini de gösteren çalışmalar bulunduğundan kullanım miktarı kişinin risk faktörlerine göre belirlenmelidir.

Ortalama olarak kadın da gün de bir, erkek te ise 2 kadeh olarak sınırlanmalıdır

(1 kadeh içki : bira için 250 ml, şarap için 100 ml., viski, likör, kanyak için 25 ml. Olarak belirlenmiştir). Sonuç olarak içki içmek sağlığa son derece zararlıdır.


2 Eylül 2021 Perşembe

Hamile kadınlar ne yemeli, ne yememeli.



Hamileyken insanın canı olur olmaz şeyler yemek ister. Yalnızca aşermekten söz etmiyoruz. Canınız her an çok farklı tatlar çekebilir. Afiyet olsun, yiyin tabii... Ancak bazı yasaklı yiyecek ve içecekler var biliyorsunuz. Örneğin alkollü ve kafeinli içeceklerle midye, istiridye, suşi gibi deniz ürünleri bunların başında geliyor. Sigarayı saymıyoruz bile... Diyelim ki kabuklu deniz ürünlerinden ve alkollü içkilerden uzak duruyorsunuz. Ama ya hamile olduğunuzu öğrenmeden önce bunları yiyip içtiyseniz? Hemen panik yapmayın; inanın bu dünyanın sonu değil! Çünkü hamileliğin ilk haftalarında vücut kendini otomatik olarak korumaya alır.

Hamileyken alınan gıdalara tabii ki dikkat edilmeli; ancak gün geçtikçe bu konunun üzerine sizce de aşırı titizlenilmiyor mu? Yine de o kadar sıkı olmamakla birlikte yeme içmelere dikkat etmekte, alkol ve sigaradan uzak durmakta fayda var.

Gizlice yemek
Bizde çok eskiden kalma bir gelenek vardır. Hamile olduğunuzu ilk üç ay, en yakınlarınız dışında etrafa pek söylemezsiniz. Belki siz de henüz erken olduğunu düşünüp hamileliğinizi, ilk aylarda söylemeyi tercih etmiyorsunuzdur. O zaman kalabalık arkadaş davetlerinde ya da iş yemeklerinde size yasak olan yemekleri, içkileri yiyip içmeyeceğinizi söylerken ufak yalanlar söyleyin. "İlaç alıyorum şarap almayayım" ya da size "Sen suşi severdin ne oldu sana şekerim; neden yemiyorsun?" diye soranlara "Midemi bozmuşum yemeyeyim bu akşam" diyebilirsiniz. "Ben tokum. Yemeyeceğim" demek yerine riskli yiyecekler için bazı kolay yer değişimleri yapmaya çalışın.

Arkadaşlarınızla suşi yemeye gittiyseniz, pişmiş balıktan yapılan bir şeyler ısmarlayın. Ya da diyelim canınız çok çiğ köfte istedi. Çiğ köfte yerine kısır yiyebilirsiniz ya da şimdilerde etsiz çiğ köfteler revaçta; tadı da aynı çiğ köfte gibi, deneyebilirsiniz. Gittiğiniz restoranlarda da az pişmiş et ya da içki siparişi veremediğiniz için hamile olduğunuz anlaşılmayacaktır, dert etmeyin. Hem zaten bu mutlu haberi, birkaç aya kadar çevrenizdeki herkes öğrenecek.

Yasaklı yiyecekler
Kuşkusuz kimse bebeğine bilerek zarar vermek istemez. Eminiz siz de tüm hamileliğiniz boyunca yasaklı yiyecek ve içeceklerden uzak durdunuz. Ancak bazen insanın nefsini köreltmesi de gerekir. Özellikle hamilelikteki yasaklar, anne adaylarının daha çok yeme isteklerini artırır. Ailenizin, eşinizin yememeniz gerekenleri dikte etmesi de sizi sıkabilir.

Bir şeye sahip olamayacağını bilmek, onları daha çok istememize sebep olur. Canı kriz halinde suşi isteyen anne adayı, bebek beklediğini fark etmeden önce balık sevmiyor bile olabilir. Bu, aşermeden farklı olarak, sırf yasak olduğu için o yiyeceğin arzu nesnesi haline gelmesi.

Çok pişmiş...
Doktorlar anne adaylarına salam, sosis, çiğ köfte gibi pişmemiş ya da az pişmiş etten yapılan besinleri pek yememelerini öneriyorlar. Bunun sebebi, bakteriyel bir enfeksiyon olan listeriosis adlı hastalık. Çiğ sebze ve etlerden geçebilen bu hastalık, mide bulantısı ve ateşle başlar, tedavi edilmezse menenjite kadar ilerleyebilir. Ancak durum görüldüğü kadar vahim değil. Bu hastalığa yakalanmamanın çok basit ve temel bir kuralı var: Az pişmiş etten uzak durmak ve sebze meyveleri bol suyla yıkamak.

Sağlıklı ve güvenli yemekler için
Bazen yediğiniz şeyler değil onu hazırlama şekliniz de sakıncalı olabilir. Hem sağlıklı, hem de lezzetli yemekler için size birkaç önerimiz var.

- Pişmemiş tavuk ve kırmızı eti, deniz mahsullerini, hava ve su geçirmeyen kaplara koyun. Pişirene kadar, buzdolabında birbirinden ayrı yerlerde tutun.
- Çiğ et ve deniz mahsullerine dokunduktan sonra hemen ellerinizi yıkayın.
- Çiğ et ya da balığı durulamaya çalışmayın; çünkü sadece bakterileri lavabo ve tezgaha daha çok yaymış olacaksınız. Merak etmeyin, yemeğiniz pişerken bakteriler ölecek.
- Artan ve kolay bozulan bütün yiyecekleri, buzdolabında eksi 40 derecenin altında muhafaza edin.
- Kolay bozulan ya da önceden pişirilmiş yiyeceklerinizi iki gün içerisinde tüketmeye özen gösterin.

28 Ağustos 2021 Cumartesi

Bir zamanlar alay ettikleri kız çıplak foto çektirdi hayran kaldılar.

Büyük beden model Hayley Hasselhoff, verdiği cesur pozlar ve Instagram hesabından paylaştığı selfie'leri sayesinde, vücuduyla ilgili inanılmaz özgüvene sahip biri olarak tanınıyor. Ancak 22 yaşındaki modelin bu aşamaya gelmesi onun için hiç kolay olmamış.

Daily Mail gazetesine verdiği röportajda, bedeniyle ilgili algının üzerinde yarattığı etkileri anlatan Hasselhoff, hala zaman zaman güvensizlik yaşadığını, kendini başkalarıyla kıyaslamak yerine kendi güzelliğini kucaklamak için mücadele ettiği zamanlar olduğunu söyledi.

"Hala vücudumla ilgili kendimi kötü hissettiğim zamanlar oluyor. Hiç kimsenin vücudu hakkında tamamen özgüvenli olduğuna inanmıyorum zaten" diyen Hasselhoff, "Ama şimdi, birkaç yıl öncesine göre olduğum kişiye çok daha bağlı hissediyorum kendimi. Tamamen vücuduma bağlı hissetmem, şaşırtıcı bir deneyim" şeklinde konuştu.




1 Şubat 2020 Cumartesi

How To Make a Home Incubator Simple And Easy | جعل حاضنة المنزل بسيطة وسهلة



Ev yapımı bir kuluçka makinası nasıl yapılır.Basit gereçlerle evde civciv üretebilirsiniz.

Bu Kızlara Yürek Dayanmaz - İzlemeyen Pişman [ TİKTOK ] / Nefes Kesen Kı...

Bu Kızlara Yürek Dayanmaz - İzlemeyen Pişman [ TİKTOK ] / Nefes Kesen Kızlar...

Futbol Tarihinde Efsanevi 30 Gol

Futbol Tarihinde Efsanevi 30 Gol Video İzle

Yemek Liste